crazy heart

epikuros
2010 oscarlarından 2 tane kapmış filmdir. jeff bridges’in en iyi erkek oyuncu oscarını aldığı film aynı zamanda en iyi film müziği ödülünü de almıştır. jeff bridges’ın country müzik şarkıcısı alkolik bad blake’i canlandırdığı rolü yine jeff bridges’ın oynadığı the big lebowski filmindeki tadı vermiş.
epikuros
filmde, filmin konusu dışında dikkatimi çeken esas şey #968628 numaralı entryde bahsettiğim gibi jeff bridges’in resmen kris kristofferson’a dönüştürülmüş görünümü. jeff bridges’in saç-sakal şekli bildim bileli aşağı yukarı bu filmdekine benzer bir şeydi zaten, fakat bu kez kristofferson’a benzetilmek için sanki özel bir çaba sarfedilmiş. bununla ilgili net bir bilgi bulabilmiş değilim ama jeff bridges’in filmde otis bad blake adıyla canlandırdığı kişi aslında kris kristofferson olabilir. gerçek hayatta kristofferson’ın da country müzisyenliği geçmişi olması bu ihtimali güçlendiriyor. şöyle bir benzerlik de var:http://i34.tinypic.com/i1bgjd.jpg

yine çok önemli bir konuyu gündeme taşıdık evet.
fjhyf
bad blake'i bütün arızalarıyla birlikte, hiç değişmesini de istemeden sevdiren film. jeff bridges, karakteri çok güzel yaşatmış. hem adama sadece bitik bir alkolik diye de bakmamak lazım. çok şeyler yaşayıp tüketmiş ama yerine yeni hedefler bulamamış bir adam bad blake... genç bir kadına aşık olması görülmemiş bir kurtuluş denemesi değil açıkçası. sıkça denenen kaçışlar listesinde üst sıralara oynar bu seçenek :) uzun vadede ise sadece çöküşü ertelemeye yarayacaktı zaten bu ilişki. filmin sonunu bu nedenle kötümser bulmadım. weary kind parçasını bestelediği an var ya hani. bir an gelen ilhamla ufak bşr nefes alışı ve o saniyenin ardından parçanın gitar arpejinin şak diye oturuvermesi ve bestenin tamamlanması. bad, kendini o saniyede buluyor. tommy ile ergen rekabeti yapmayı bırakıp hayattaki yerini ve rolünü benimsiyor.... almak isteyen değil vermek isteyen role geçiyor. önceden bunu yapamadığı için oğlundan kaçmıştı, 4 başarısız evlilik geçirdi ve çok istemesine rağmen gazeteci kızla da ilişkiyi batırdı. onun çocuğuna da bakamadı... o andan sonra ise artık vermeyi başaran birine dönüştü. tek başına o sahne ile oscarı alır bu film. o bir saniye ve ardından parçanın gitar kısmı ile sözlerinin oturması... yani bad blake'in aklının ve ruhunun bütünleşmesi... jeff bridges da o sahnedeki doğallığıyla çok büyük iş çıkarıyor. dokunaklı, sıcak ve incelikli bir film bu. olaya, amerikan köylü müzikleriyle kafa şişirilmiş sıradan bir çöküş filmi gözüyle bakanlar çok şey kaçırıyorlar. film boyunca böyle o kadar çok ayrıntı var ki...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol